Winner: Kazanan
Anlamı:
- Bir yarışma, oyun veya mücadelede birinci gelen kişi veya takım.
- Başarılı veya üstün olan kişi veya şey.
- Bir ödül veya övgü alan kişi veya şey.
Örnekler:
- The winner of the race was a young athlete from Kenya. (Yarışın kazananı Kenya’dan genç bir atlet oldu.)
- The winning team was awarded a trophy. (Kazanan takıma kupa verildi.)
- The winner of the lottery was a single mother from California. (Piyangonun kazananı Kaliforniyalı bekar bir anneydi.)
- The winning essay was written by a high school student from New York. (Kazanan makale New York’lu bir lise öğrencisi tarafından yazıldı.)
- The winning painting was displayed at the art museum. (Kazanan resim sanat müzesinde sergilendi.)
Winner: Kazanan
Anlamı:
- Bir yarışma, oyun veya mücadelede birinci gelen kişi veya takım.
- Başarılı veya üstün olan kişi veya şey.
- Bir ödül veya övgü alan kişi veya şey.
Örnekler:
- Yarışın kazananı Kenya’dan genç bir atlet oldu.
- Kazanan takıma kupa verildi.
- Piyangonun kazananı Kaliforniyalı bekar bir anneydi.
- Kazanan makale New York’lu bir lise öğrencisi tarafından yazıldı.
- Kazanan resim sanat müzesinde sergilendi.
Winner: Kazanan
Anlamı:
- Bir yarışma, oyun veya mücadelede birinci gelen kişi veya takım.
- Başarılı veya üstün olan kişi veya şey.
- Bir ödül veya övgü alan kişi veya şey.
Örnekler:
- Yarışın kazananı Kenya’dan genç bir atlet oldu.
- Kazanan takıma kupa verildi.
- Piyangonun kazananı Kaliforniyalı bekar bir anneydi.
- Kazanan makale New York’lu bir lise öğrencisi tarafından yazıldı.
- Kazanan resim sanat müzesinde sergilendi.
Winner: Kazanan
Anlamı:
- Bir yarışma, oyun veya mücadelede birinci gelen kişi veya takım.
- Başarılı veya üstün olan kişi veya şey.
- Bir ödül veya övgü alan kişi veya şey.
Örnekler:
- Yarışın kazananı Kenya’dan genç bir atlet oldu.
- Kazanan takıma kupa verildi.
- Piyangonun kazananı Kaliforniyalı bekar bir anneydi.
- Kazanan makale New York’lu bir lise öğrencisi tarafından yazıldı.
- Kazanan resim sanat müzesinde sergilendi.
Winner: Kazanan
Anlamı:
- Bir yarışma, oyun veya mücadelede birinci gelen kişi veya takım.
- Başarılı veya üstün olan kişi veya şey.
- Bir ödül veya övgü alan kişi veya şey.
Örnekler:
- Yarışın kazananı Kenya’dan genç bir atlet oldu.
- Kazanan takıma kupa verildi.
- Piyangonun kazananı Kaliforniyalı bekar bir anneydi.
- Kazanan makale New York’lu bir lise öğrencisi tarafından yazıldı.
- Kazanan resim sanat müzesinde sergilendi.