Wrap
Anlamı:
- Bir şeyi bir şeyin etrafına sarmak veya örtmek.
- Bir şeyi bir şeyin içine koymak veya paketlemek.
- Bir şeyi bir şeyin üzerine veya altına koymak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine dolamak.
- Bir şeyi bir şeyin içine veya üzerine sıkıca bağlamak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine sıkıca sarmak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine sıkıca bağlamak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine sıkıca sarmak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine sıkıca sarmak.
- Bir şeyi bir şeyin etrafına veya üzerine sıkıca sarmak.
Örnekler:
- I wrapped the present in wrapping paper. (Hediyeyi hediye kağıdına sardım.)
- I wrapped the food in plastic wrap. (Yiyeceği streç filme sardım.)
- I wrapped the baby in a blanket. (Bebeği bir battaniyeye sardım.)
- I wrapped the towel around my waist. (Havluyu belime doladım.)
- I wrapped the rope around the tree. (İpi ağacın etrafına doladım.)
- I wrapped the bandage around my wound. (Bandajı yarama sardım.)
- I wrapped the string around the package. (İpi paketin etrafına sardım.)
- I wrapped the tape around the box. (Bandı kutunun etrafına sardım.)
- I wrapped the ribbon around the bouquet. (Kurdeleyi buketin etrafına sardım.)
- I wrapped the flowers in a bouquet. (Çiçekleri bir buket haline getirdim.)
Türkçe Anlamı:
- Sarmak
- Paketlemek
- Koymak
- Dolamak
- Bağlamak
- Sıkıca sarmak
- Sıkıca bağlamak
- Sıkıca dolamak
- Sıkıca sarmak
- Sıkıca bağlamak