yapıştırıcı sözlük anlamı nedir?

Sözlükte yapıştırıcı kelimesinin manası:

  1. Yapıştırma özelliği olan, yapıştırmaya yarayan nesne, yapışkan.
  2. Filmlerin yapıştırılması işinde kullanılan cihaz.
  3. Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek.
  4. Bk. zamk
  5. Bk. yapıştırma aygıtı
  6. Değişik bir özdeğe, fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilen ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek.

yapıştırıcı ile alakalı bazı sözcükler ve anlamları

  • yapışkan Yapışma özelliği olan Örnek: Tütün yaprakları sıcakta yapışkan bir su salar. N. Cumalı Yapıştırıcı. Gitmek bilmeyen Örnek: Aynı arabaya binecek…
  • soğurucu Soğurma özelliği gösteren madde. İşığı emerek azaltma özelliği gösteren ortam. Seselimi önlemek, sesdağılımını düzenlemek amacıyla işliklerde, sinema salonlarında kullanılan ses…
  • indirgen Oksit durumundaki cisimlerin oksijenini alma veya daha düşük bir oksitleme derecesine indirme özelliği olan (madde). Kendisi kolayca yükseltgenirken karşısındaki kimyasal…
  • indirgen Oksit durumundaki cisimlerin oksijenini alma veya daha düşük bir oksitleme derecesine indirme özelliği olan (madde). Kendisi kolayca yükseltgenirken karşısındaki kimyasal…
  • kuşaklı yapıştırma Filmin zamk yerine yapıştırıcı kuşak (seloteyp) kullanılarak yapıştırılması.
  • uçucu Uçma yeteneği veya özelliği olan. Buhar veya gaz durumuna geçebilen. Pilot. Düşük sıcaklıkta az ısı ile uçabilen (özdek). Düşük sıcaklıkta…
  • bulgu özelliği Bulgunun, bulununcaya değin bilinen uygulamadan ayrı olan ve bilinmeyen özelliği.
  • akıcılık Akıcı olma durumu. Söz, yazı ve anlatımın akıcı olma özelliği, selaset. Bir izlencenin bölümlerini ya da birbirini izleyen değişik izlenceleri…
  • heterojen Ayrı cinsten. Bk. çoktürel Ayrı türel (Yun. heteros: diğer; genos: soy) Değişik karakterlere ya da yapıya sahip olan. Kolloidal, emisyonlar,…
  • lüzub Yapıştırma, yapışma. Birbirine kafes gibi girdirip yapıştırma.
  • ışıldar Kendi kendine ışık verebilen nitelikte (özdek). Işıldama özelliği taşıyan (özdek). Parlak, göz alıcı, ışıldayan.
  • yapıştırma aygıtı Mıknatıslı görüntü kuşağının yapıştırılmasında kullanılan aygıt. Film parçalarını birbirine eklemekte kullanılan aygıt. TV
  • özdeksel Özdekle ilgili, özdek niteliğinde olan, maddi, materyalist, tinsel karşıtı Örnek: Adıyla sanıyla, tarihsel olayları özdeksel açıdan değerlendirmek demektir. N. Cumalı…
  • çevirgen tepkileşimlik Ilıncık kaparak bir tür bölünebilir özdeği başka bir tür bölünebilir özdeğe çeviren tepkileşimlik. Ilıncık kaparak bir tür bölünebilir özdeği başka…
  • esnek Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan,…