huy edinmek: (bir şeyi) alışkanlık durumuna getirmek. Bir davranışı alışkanlık durumuna getirmek: Zaten son zamanlarda önüne gelen her şeyi tekmelemeyi huy edinmişti.…Devamını Oku
özümlemek: Canlı varlıklar, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir birleşimle, organizmanın gereksinme duyduğu maddeler durumuna getirmek, temsil etmek. Edinilmiş olan…Devamını Oku
esir etmek: Tutsak durumuna getirmek. 1) tutsak durumuna getirmek: Beni bir takım vahşi çapulcular esir edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler. -N.…Devamını Oku
enact: Kanunlaştırmak Harekete geçirmek Karar vermek, hükmetmek Temsil etmek, canlandırmak, oynamak enactive yasama yetkisi olan, yapan, icra eden Çıkarmak (yasa), yasallaştırmak,…Devamını Oku
yasadışılık: Yasa dışı olma durumu ya da yasaya aykırı olma niteliği.Devamını Oku
yufka açmak: Hamuru ince yaprak durumuna getirmek. Hamuru yufka durumuna getirmek.Devamını Oku
dengelemek: Dengeli duruma getirmek. Bir cismi güç katarak veya eksilterek denge durumuna getirmek.Devamını Oku
bütünlemek: Eksiksiz duruma getirmek, tamamlamak. Ufak, bozuk paraları büyük para durumuna getirmek.Devamını Oku
saflaştırmak: Saf (I) durumuna getirmek. Saf (II) duruma getirmek.Devamını Oku
bütünler: Bütün durumuna getiren veya bütün durumuna getirmek için eklenen, mütemmim.Devamını Oku
yasalaştırılmak: Yasa durumuna getirilmek, kanunlaştırılmak.Devamını Oku
lash: Bağlamak Kamçı darbesi Kamçı ucu Küçük gören ve alaylı söz Vuruş, vurma, çarpma Kirpik. Kamçı ile vurmak, dövmek, kamçılamak Kınamak,…Devamını Oku
restrict: Kısltlamak, bağlamak, sınırlamak Elini bağlamak: tahdit etmek, hasretmek Sınırlamak, kısıtlamak, tahdit etmek, sınırlama getirmekDevamını Oku
uyarlamak: Birbirine herhangi bir bakımdan uyar duruma getirmek, intibak ettirmek. Edebî eserleri, sinema, tiyatro, radyo ve televizyonun teknik imkânlarına uygun duruma…Devamını Oku