zor ingilizce kelimeler

Zor İngilizce Kelimeler: Anlamı, Kullanımı ve Örnekler

İngilizce, dünyada en çok konuşulan dillerden biridir ve birçok farklı kelime içerir. Bu kelimelerin bazıları günlük konuşmada sıklıkla kullanılırken, bazıları ise daha az kullanılır ve daha zor anlaşılır. Bu makalede, İngilizce’deki zor kelimelerden bazılarını ele alacağız ve anlamlarını, kullanımlarını ve örneklerini inceleyeceğiz.

1. Abrogate (fiil): İptal etmek, yürürlükten kaldırmak

  • Örnek: The government abrogated the treaty with the neighboring country. (Hükümet, komşu ülkeyle olan antlaşmayı iptal etti.)

2. Anachronism (isim): Zamansızlık, çağdışı şey

  • Örnek: The movie was full of anachronisms, such as people wearing modern clothes in a historical setting. (Film, tarihi bir ortamda modern kıyafetler giyen insanlar gibi anakronizmlerle doluydu.)

3. Auspicious (sıfat): Uğurlu, hayırlı

  • Örnek: The couple had an auspicious wedding day with clear skies and sunshine. (Çift, açık gökyüzü ve güneş ışığıyla uğurlu bir düğün günü geçirdi.)

4. Capricious (sıfat): Kaprisli, değişken

  • Örnek: The weather was capricious that day, changing from sunny to rainy in a matter of minutes. (O gün hava kaprisliydi, birkaç dakika içinde güneşliden yağmurluya döndü.)

5. Conundrum (isim): Bilmece, bulmaca

  • Örnek: The professor gave us a conundrum to solve as a homework assignment. (Profesör bize ödev olarak çözmemiz için bir bilmece verdi.)

6. Desolate (sıfat): Issız, ıssız

  • Örnek: The abandoned town was desolate, with crumbling buildings and overgrown vegetation. (Terk edilmiş kasaba, yıkık binaları ve aşırı büyümüş bitki örtüsüyle ıssızdı.)

7. Enigmatic (sıfat): Gizemli, anlaşılması zor

  • Örnek: The artist’s enigmatic paintings were open to interpretation, leaving viewers wondering about their meaning. (Sanatçının gizemli resimleri yoruma açıktı ve izleyicilerin anlamlarını merak etmesine neden oldu.)

8. Ephemeral (sıfat): Geçici, kısa ömürlü

  • Örnek: The beauty of the cherry blossoms was ephemeral, lasting only for a few weeks each year. (Kiraz çiçeklerinin güzelliği geçiciydi, her yıl sadece birkaç hafta sürüyordu.)

9. Facetious (sıfat): Şakacı, alaycı

  • Örnek: The comedian’s facetious remarks drew laughter from the audience. (Komedyenin şakacı sözleri seyircilerden kahkaha aldı.)

10. Fastidious (sıfat): Titiz, titiz

  • Örnek: The chef was fastidious about the cleanliness of his kitchen, ensuring that everything was spotless. (Şef, mutfağının temizliği konusunda titizdi ve her şeyin lekesiz olduğundan emin oluyordu.)

Faydalı Siteler:

İlgili Dosyalar:


Yayımlandı

kategorisi