arise

Arise: İngilizce ve Türkçe Anlamı

Arise, İngilizce’de “yükselmek, ortaya çıkmak, doğmak” anlamlarına gelen bir fiildir. Türkçe’de ise “doğmak, ortaya çıkmak, yükselmek” anlamlarına gelir. Arise, genellikle bir şeyin başlangıcını veya ortaya çıkışını ifade etmek için kullanılır. Örneğin, “The sun arises in the east” (Güneş doğuda doğar) veya “A new era has arisen” (Yeni bir dönem başladı) gibi.

Arise’ın Kullanımı

Arise, genellikle bir şeyin başlangıcını veya ortaya çıkışını ifade etmek için kullanılır. Ancak, bazen bir şeyin yükselmesini veya artmasını ifade etmek için de kullanılabilir. Örneğin, “The water level arose rapidly” (Su seviyesi hızla yükseldi) veya “The temperature arose to 30 degrees Celsius” (Sıcaklık 30 santigrat dereceye yükseldi) gibi.

Arise, ayrıca bir şeyin ortaya çıkmasını veya belirginleşmesini ifade etmek için de kullanılabilir. Örneğin, “A problem arose during the meeting” (Toplantı sırasında bir sorun ortaya çıktı) veya “A new opportunity has arisen” (Yeni bir fırsat ortaya çıktı) gibi.

Arise’ın Eş Anlamlıları

Arise’ın İngilizce’de birçok eş anlamlısı vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Appear (ortaya çıkmak)
  • Emerge (ortaya çıkmak)
  • Rise (yükselmek)
  • Originate (ortaya çıkmak)
  • Begin (başlamak)
  • Start (başlamak)
  • Commence (başlamak)

Arise’ın Zıt Anlamlıları

Arise’ın İngilizce’de birçok zıt anlamlısı vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Disappear (ortadan kaybolmak)
  • Vanish (ortadan kaybolmak)
  • Fall (düşmek)
  • Decline (düşmek)
  • End (bitmek)
  • Finish (bitmek)
  • Conclude (bitmek)

Arise’ın Örnek Cümleleri

  • The sun arises in the east every morning. (Güneş her sabah doğuda doğar.)
  • A new era has arisen in the world of technology. (Teknoloji dünyasında yeni bir dönem başladı.)
  • The water level arose rapidly after the heavy rain. (Şiddetli yağmurdan sonra su seviyesi hızla yükseldi.)
  • The temperature arose to 30 degrees Celsius during the heat wave. (Sıcaklık dalgası sırasında sıcaklık 30 santigrat dereceye yükseldi.)
  • A problem arose during the meeting that we had to resolve. (Toplantı sırasında çözmemiz gereken bir sorun ortaya çıktı.)
  • A new opportunity has arisen that we should take advantage of. (Yararlanmamız gereken yeni bir fırsat ortaya çıktı.)
  • The company’s profits arose significantly in the last quarter. (Şirketin kârları geçen çeyrekte önemli ölçüde arttı.)
  • The stock market arose to a record high last week. (Borsa geçen hafta rekor seviyeye yükseldi.)
  • The crime rate arose in the city center in recent years. (Son yıllarda şehir merkezindeki suç oranı arttı.)
  • The population of the country arose by 10% in the last decade. (Ülkenin nüfusu son on yılda %10 arttı.)

Yayımlandı

kategorisi