cazip: Çekici, cazip
İngilizce Anlamı: attractive, appealing
Türkçe Anlamı: çekici, cazip
Örnekler:
- Bu elbise çok cazip. (This dress is very attractive.)
- Bu teklif çok cazip. (This offer is very appealing.)
- Bu şehir çok cazip. (This city is very attractive.)
cazip: cazip hale getirmek
İngilizce Anlamı: to make attractive, to appeal to
Türkçe Anlamı: cazip hale getirmek, çekici hale getirmek
Örnekler:
- Bu elbiseyi daha cazip hale getirmek için birkaç değişiklik yaptım. (I made a few changes to make this dress more attractive.)
- Bu teklifi daha cazip hale getirmek için birkaç şey ekledim. (I added a few things to make this offer more appealing.)
- Bu şehri daha cazip hale getirmek için birkaç proje başlattık. (We started a few projects to make this city more attractive.)
cazip: cazip olmak
İngilizce Anlamı: to be attractive, to be appealing
Türkçe Anlamı: cazip olmak, çekici olmak
Örnekler:
- Bu elbise çok cazip. (This dress is very attractive.)
- Bu teklif çok cazip. (This offer is very appealing.)
- Bu şehir çok cazip. (This city is very attractive.)
cazip: cazip hale gelmek
İngilizce Anlamı: to become attractive, to become appealing
Türkçe Anlamı: cazip hale gelmek, çekici hale gelmek
Örnekler:
- Bu elbise birkaç değişiklikten sonra daha cazip hale geldi. (This dress became more attractive after a few changes.)
- Bu teklif birkaç eklemeden sonra daha cazip hale geldi. (This offer became more appealing after a few additions.)
- Bu şehir birkaç projeden sonra daha cazip hale geldi. (This city became more attractive after a few projects.)
cazip: cazip bulmak
İngilizce Anlamı: to find attractive, to find appealing
Türkçe Anlamı: cazip bulmak, çekici bulmak
Örnekler:
- Bu elbiseyi çok cazip buluyorum. (I find this dress very attractive.)
- Bu teklifi çok cazip buluyorum. (I find this offer very appealing.)
- Bu şehri çok cazip buluyorum. (I find this city very attractive.)