Defect: Kusur, Hata, Eksiklik
İngilizce Anlamı:
- A fault or imperfection in something, especially in a manufactured product.
- A shortcoming or weakness in a person’s character or behavior.
- A flaw or blemish in a surface or appearance.
Türkçe Anlamı:
- Bir şeydeki, özellikle de üretilmiş bir üründeki hata veya kusur.
- Bir kişinin karakterindeki veya davranışındaki eksiklik veya zayıflık.
- Bir yüzeydeki veya görünümdeki kusur veya leke.
Örnekler:
- The product had a defect in the manufacturing process. (Üründe üretim sürecinde bir kusur vardı.)
- He had a defect in his character that made him untrustworthy. (Karakterinde onu güvenilmez yapan bir kusur vardı.)
- The painting had a defect in the canvas that made it look unfinished. (Resimde tuvalde onu tamamlanmamış gibi gösteren bir kusur vardı.)
Defect’in Kullanımı:
- Defect kelimesi genellikle olumsuz bir anlamda kullanılır. Bir şeydeki bir kusur veya eksikliği belirtmek için kullanılır.
- Defect kelimesi ayrıca bir kişinin karakterindeki veya davranışındaki bir zayıflığı belirtmek için de kullanılabilir.
- Defect kelimesi bazen bir yüzeydeki veya görünümdeki bir kusuru belirtmek için de kullanılır.
Defect ile İlgili Kelimeler:
- Defective: Kusurlu, hatalı, eksik
- Imperfect: Kusurlu, mükemmel olmayan
- Flaw: Kusur, leke, eksiklik
- Blemiş: Kusur, leke, eksiklik
- Shortcoming: Eksiklik, zayıflık
Defect’in Çevirisi:
- Defect kelimesinin Türkçe karşılığı “kusur”, “hata” veya “eksiklik”tir.
- Defect kelimesi bazen “leke” veya “blemish” olarak da çevrilebilir.
Defect’in Kullanıldığı Cümleler:
- The company recalled the product due to a defect in the manufacturing process. (Şirket, üretim sürecindeki bir kusur nedeniyle ürünü geri çağırdı.)
- He was fired from his job due to a defect in his character. (Karakterindeki bir kusur nedeniyle işten kovuldu.)
- The painting had a defect in the canvas that made it look unfinished. (Resimde tuvalde onu tamamlanmamış gibi gösteren bir kusur vardı.)
- The new car had a few minor defects, but overall it was a good purchase. (Yeni arabada birkaç küçük kusur vardı, ancak genel olarak iyi bir satın almaydı.)
- The company’s reputation was damaged by a series of defects in its products. (Şirketin itibarı, ürünlerindeki bir dizi kusur nedeniyle zarar gördü.)