genel görelilik kuramı nedir

Genel görelilik kuramı, Albert Einstein tarafından 1915 yılında yayınlanan ve kütle çekiminin doğasını açıklayan bir fizik teorisidir. Genel görelilik, Newton’un evrensel kütle çekim yasasının yerini alır ve kütle çekimini, uzay-zamanın eğriliğinin bir sonucu olarak açıklar.

Genel göreliliğin temel varsayımı, uzay-zamanın düz olmadığı, ancak kütle ve enerji tarafından eğildiği varsayımıdır. Bu eğrilik, kütle çekimsel alan olarak bilinir. Kütle çekimsel alan, nesnelerin hareketini etkiler ve nesneler, kütle çekimsel alanın eğriliği boyunca hareket ederler.

Genel göreliliğin en önemli sonuçlarından biri, ışığın kütle çekimsel alan tarafından bükülebileceğidir. Bu, 1919 yılında Arthur Eddington tarafından yapılan bir gözlemle doğrulandı. Eddington, Güneş tutulması sırasında yıldızların konumunu ölçtü ve yıldızların konumlarının, Newton’un evrensel kütle çekim yasasına göre beklenenden farklı olduğunu buldu. Bu, ışığın Güneş’in kütle çekimsel alanı tarafından büküldüğünün bir kanıtıydı.

Genel görelilik, ayrıca kara deliklerin varlığını da öngörür. Kara delikler, kütle çekimsel alanının o kadar güçlü olduğu bölgelerdir ki, hiçbir şey, hatta ışık bile, bu bölgelerden kaçamaz. Kara delikler, ilk olarak 1967 yılında Jocelyn Bell Burnell ve Antony Hewish tarafından keşfedildi.

Genel görelilik, modern fiziğin en önemli teorilerinden biridir ve birçok alanda kullanılır. Genel görelilik, kozmolojide, astrofizikte ve kütle çekimsel dalga fiziğinde kullanılır. Genel görelilik, ayrıca, GPS sistemlerinin çalışması için de gereklidir.

Genel göreliliğin matematiksel formülasyonu, çok karmaşıktır ve anlaşılması zordur. Ancak, genel göreliliğin temel kavramları, nispeten basit bir şekilde açıklanabilir.

Genel göreliliğin temel kavramlarından biri, uzay-zamandır. Uzay-zaman, uzay ve zamanın birleştirilmiş halidir. Uzay-zaman, dört boyutlu bir yapıdır ve üç uzaysal boyut ve bir zaman boyutundan oluşur.

Genel göreliliğin bir diğer temel kavramı ise, kütle çekimsel alandır. Kütle çekimsel alan, kütle ve enerji tarafından uzay-zamanda oluşturulan eğriliktir. Kütle çekimsel alan, nesnelerin hareketini etkiler ve nesneler, kütle çekimsel alanın eğriliği boyunca hareket ederler.

Genel göreliliğin en önemli sonuçlarından biri, ışığın kütle çekimsel alan tarafından bükülebileceğidir. Bu, 1919 yılında Arthur Eddington tarafından yapılan bir gözlemle doğrulandı. Eddington, Güneş tutulması sırasında yıldızların konumunu ölçtü ve yıldızların konumlarının, Newton’un evrensel kütle çekim yasasına göre beklenenden farklı olduğunu buldu. Bu, ışığın Güneş’in kütle çekimsel alanı tarafından büküldüğünün bir kanıtıydı.

Genel görelilik, ayrıca kara deliklerin varlığını da öngörür. Kara delikler, kütle çekimsel alanının o kadar güçlü olduğu bölgelerdir ki, hiçbir şey, hatta ışık bile, bu bölgelerden kaçamaz. Kara delikler, ilk olarak 1967 yılında Jocelyn Bell Burnell ve Antony Hewish tarafından keşfedildi.

Genel görelilik, modern fiziğin en önemli teorilerinden biridir ve birçok alanda kullanılır. Genel görelilik, kozmolojide, astrofizikte ve kütle çekimsel dalga fiziğinde kullanılır. Genel görelilik, ayrıca, GPS sistemlerinin çalışması için de gereklidir.


Yayımlandı

kategorisi