Increasing: Artan, Giderek Artan
Anlamı:
- Daha fazla hale gelmek veya yapmak.
- Sayı, miktar veya yoğunluk açısından büyümek.
- Daha fazla olmak veya olmak üzere olmak.
- Daha yoğun, daha güçlü veya daha etkili hale gelmek.
- Daha fazla yaygın hale gelmek veya olmak üzere olmak.
Örnekler:
- The population of the city is increasing rapidly. (Şehrin nüfusu hızla artıyor.)
- The cost of living is increasing every year. (Yaşam maliyeti her yıl artıyor.)
- The demand for renewable energy is increasing. (Yenilenebilir enerjiye olan talep artıyor.)
- The popularity of social media is increasing. (Sosyal medyanın popülaritesi artıyor.)
- The risk of heart disease increases with age. (Kalp hastalığı riski yaşla birlikte artar.)
Zıt Anlamı:
- Decreasing (Azalan, Giderek Azalan)
Kullanım Alanları:
- Ekonomi
- Finans
- Matematik
- Bilim
- Teknoloji
- Tıp
- Sosyoloji
- Psikoloji
- Eğitim
- Sanat
- Edebiyat
- Müzik
- Spor
Önemli Notlar:
- Increasing, genellikle olumlu bir anlamda kullanılır. Ancak, olumsuz bir anlamda da kullanılabilir. Örneğin, “The cost of living is increasing” cümlesinde, increasing olumsuz bir anlamda kullanılmıştır.
- Increasing, genellikle bir sıfat olarak kullanılır. Ancak, bir fiil olarak da kullanılabilir. Örneğin, “The population of the city is increasing” cümlesinde, increasing bir fiil olarak kullanılmıştır.
- Increasing, genellikle bir isimden sonra gelir. Ancak, bir zamirden sonra da gelebilir. Örneğin, “The demand for renewable energy is increasing” cümlesinde, increasing bir zamirden sonra gelmiştir.