Rush: Acele Etmek, Hızlanmak, Yoğun Olmak
Rush, İngilizce’de “acele etmek, hızlanmak, yoğun olmak” anlamlarına gelen bir fiildir. Genellikle bir yerden bir yere hızlı bir şekilde gitmek veya bir işi kısa sürede bitirmek için kullanılır. Ayrıca, yoğun bir kalabalık veya trafik anlamına da gelebilir.
Rush’ın Kullanımı
Rush, genellikle şu şekilde kullanılır:
- I’m rushing to work. (İşe acele ediyorum.)
- The car rushed past me. (Araba yanımdan hızla geçti.)
- The city was in a rush hour. (Şehir yoğun saatlerde idi.)
- The crowd rushed to the exit. (Kalabalık çıkışa doğru koştu.)
Rush’ın Eş Anlamlıları
Rush’ın eş anlamlıları arasında şunlar yer alır:
- Hurry
- Hasten
- Speed
- Dash
- Bolt
Rush’ın Zıt Anlamlıları
Rush’ın zıt anlamlıları arasında şunlar yer alır:
- Slow
- Delay
- Linger
- Loiter
- Saunter
Rush’ın Örnek Cümleler
- I need to rush to the airport to catch my flight. (Uçağımı yakalamak için havaalanına acele etmem gerekiyor.)
- The doctor rushed to the patient’s side. (Doktor hastanın yanına koştu.)
- The fire truck rushed to the scene of the accident. (İtfaiye aracı kaza yerine hızla gitti.)
- The students rushed to the library to study for their exams. (Öğrenciler sınavlarına çalışmak için kütüphaneye koştular.)
- The shoppers rushed to the stores to take advantage of the Black Friday sales. (Alışverişçiler Black Friday indirimlerinden yararlanmak için mağazalara koştular.)
Rush’ın Türkçedeki Karşılıkları
Rush, Türkçede genellikle şu şekilde çevrilir:
- Acele etmek
- Hızlanmak
- Yoğun olmak
- Koşmak
- Sürmek
Rush’ın Türkçedeki Örnek Cümleler
- Acele etmezsen uçağı kaçıracaksın.
- Arabayı hızlandır ve beni havaalanına götür.
- Yoğun saatlerde trafik çok sıkışık oluyor.
- Yangına koşan itfaiye aracı sirenlerini çalıyordu.
- Öğrenciler sınavlarına çalışmak için kütüphaneye koştular.