işlevselcilik nedir

İşlevselcilik Nedir?

İşlevselcilik, toplumun bir sistem olarak işleyişini ve bu sistemin parçalarının birbirleriyle nasıl etkileştiğini inceleyen bir sosyoloji okuludur. İşlevselciler, toplumun bir bütün olarak işlevsel olduğunu ve her bir parçasının bu işlevselliğe katkıda bulunduğunu savunurlar.

İşlevselcilik, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Émile Durkheim, Talcott Parsons ve Robert K. Merton gibi sosyologlar tarafından geliştirilmiştir. İşlevselciler, toplumun bir organizmaya benzediğini ve tıpkı bir organizmanın organlarının birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışması gibi, toplumun parçalarının da birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışması gerektiğini savunurlar.

İşlevselciler, toplumun işlevselliğini sağlayan dört temel unsurun olduğunu savunurlar:

  • Sosyalleşme: Sosyalleşme, bireylerin toplumun değerlerini, inançlarını ve davranış biçimlerini öğrenme sürecidir. Sosyalleşme, aile, okul, arkadaş grubu ve medya gibi çeşitli kurumlar aracılığıyla gerçekleşir.
  • Sosyal kontrol: Sosyal kontrol, toplumun üyelerinin davranışlarını düzenleme ve uyumlu hale getirme sürecidir. Sosyal kontrol, yasalar, kurallar, gelenekler ve görenekler gibi çeşitli araçlar aracılığıyla gerçekleşir.
  • Sosyal dayanışma: Sosyal dayanışma, toplum üyelerinin birbirlerine karşı duydukları bağlılık ve yardımseverlik duygusudur. Sosyal dayanışma, ortak değerler, inançlar ve hedefler gibi çeşitli faktörler tarafından desteklenir.
  • Sosyal değişim: Sosyal değişim, toplumun yapısının ve işleyişinin zaman içinde değişme sürecidir. Sosyal değişim, teknolojik gelişmeler, ekonomik değişimler, siyasi değişimler ve kültürel değişimler gibi çeşitli faktörler tarafından yönlendirilir.

İşlevselciler, toplumun bu dört temel unsurunun birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışması durumunda işlevsel olduğunu savunurlar. Ancak, bu unsurlardan herhangi biri bozulduğunda, toplumun işlevselliği de bozulur. Örneğin, sosyalleşme süreci bozulduğunda, bireyler toplumun değerlerini, inançlarını ve davranış biçimlerini öğrenemezler ve bu da toplumsal uyumsuzluğa yol açabilir.

İşlevselcilik, sosyolojideki en önemli kuramlardan biridir. İşlevselciler, toplumun işleyişini ve bu sistemin parçalarının birbirleriyle nasıl etkileştiğini anlamak için önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak, işlevselcilik, toplumun çatışma ve eşitsizlik gibi olumsuz yönlerini yeterince dikkate almadığı için eleştirilmektedir.

İşlevselciliğin Eleştirileri

İşlevselcilik, sosyolojideki en önemli kuramlardan biri olmasına rağmen, birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. Bu eleştirilerden bazıları şunlardır:

  • Toplumun çatışma ve eşitsizlik gibi olumsuz yönlerini yeterince dikkate almamaktadır. İşlevselciler, toplumun bir bütün olarak işlevsel olduğunu ve her bir parçasının bu işlevselliğe katkıda bulunduğunu savunurlar. Ancak, bu görüş, toplumun çatışma ve eşitsizlik gibi olumsuz yönlerini yeterince dikkate almamaktadır.
  • Toplumu statik bir yapı olarak görmektedir. İşlevselciler, toplumun bir bütün olarak işlevsel olduğunu ve her bir parçasının bu işlevselliğe katkıda bulunduğunu savunurlar. Ancak, bu görüş, toplumu statik bir yapı olarak görmektedir ve toplumsal değişimin önemini yeterince dikkate almamaktadır.
  • Bireyselliği yeterince dikkate almamaktadır. İşlevselciler, toplumun bir bütün olarak işlevsel olduğunu ve her bir parçasının bu işlevselliğe katkıda bulunduğunu savunurlar. Ancak, bu görüş, bireyselliği yeterince dikkate almamaktadır ve bireylerin toplumdaki deneyimlerini ve etkileşimlerini yeterince incelememektedir.

Bu eleştirilere rağmen, işlevselcilik, sosyolojideki en önemli kuramlardan biri olmaya devam etmektedir. İşlevselciler, toplumun işleyişini ve bu sistemin parçalarının birbirleriyle nasıl etkileştiğini anlamak için önemli katkılarda bulunmuşlardır.


Yayımlandı

kategorisi