turn down

Turn Down: An İngilizce-Türkçe Anlamı ve Kullanımı Rehberi

Giriş

“Turn down” ifadesi, İngilizce’de çok yönlü bir deyimdir ve çeşitli anlamlara gelebilir. Bu makale, “turn down” ifadesinin İngilizce ve Türkçe anlamlarını, kullanımını ve örneklerini kapsamlı bir şekilde inceleyecektir.

İngilizce Anlamları

“Turn down” ifadesinin İngilizce’deki birincil anlamları şunlardır:

  • Reddetmek: Bir teklifi, daveti veya isteği kabul etmemek.
  • Azaltmak: Sesin, ışığın veya sıcaklığın yoğunluğunu azaltmak.
  • Kapatmak: Bir musluğu, düğmeyi veya cihazı kapatmak.
  • Yatmak: Yatağa yatmak veya uyumak.
  • İnkar etmek: Bir iddiayı veya suçlamayı reddetmek.

Türkçe Anlamları

“Turn down” ifadesinin Türkçe’deki karşılıkları şunlardır:

  • Reddetmek: Bir teklifi, daveti veya isteği kabul etmemek.
  • Azaltmak: Sesin, ışığın veya sıcaklığın yoğunluğunu azaltmak.
  • Kapatmak: Bir musluğu, düğmeyi veya cihazı kapatmak.
  • Yatmak: Yatağa yatmak veya uyumak.
  • İnkar etmek: Bir iddiayı veya suçlamayı reddetmek.

Kullanım

“Turn down” ifadesi, aşağıdaki gibi çeşitli bağlamlarda kullanılabilir:

  • Teklifleri veya davetleri reddetmek: “I’m sorry, but I have to turn down your offer.” (Üzgünüm ama teklifinizi reddetmek zorundayım.)
  • Ses, ışık veya sıcaklığı azaltmak: “Can you turn down the music, please?” (Müziği biraz azaltabilir misin lütfen?)
  • Muslukları, düğmeleri veya cihazları kapatmak: “Don’t forget to turn down the faucet before you leave.” (Gitmeden önce musluğu kapatmayı unutma.)
  • Yatağa yatmak veya uyumak: “I’m going to turn down and get some sleep.” (Yatıp biraz uyuyacağım.)
  • İddiaları veya suçlamaları inkar etmek: “I completely turn down the accusations against me.” (Yönelik suçlamaları tamamen reddediyorum.)

Örnekler

“Turn down” ifadesinin kullanımına ilişkin bazı örnekler şunlardır:

  • Reddetmek: “She turned down the job offer because it didn’t meet her expectations.” (Teklifi, beklentilerini karşılamadığı için reddetti.)
  • Azaltmak: “He turned down the volume of the TV so he could concentrate on his work.” (İşine konsantre olabilmek için televizyonun sesini azalttı.)
  • Kapatmak: “Turn down the water faucet when you’re finished brushing your teeth.” (Dişlerini fırçaladıktan sonra su musluğunu kapat.)
  • Yatmak: “I’m going to turn down and take a nap.” (Yatıp biraz kestireceğim.)
  • İnkar etmek: “The suspect turned down all the charges against him.” (Şüpheli, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti.)

Sonuç

“Turn down” ifadesi, İngilizce’de çok yönlü bir deyimdir ve çeşitli anlamlara gelebilir. Bu makale, ifadenin İngilizce ve Türkçe anlamlarını, kullanımını ve örneklerini kapsamlı bir şekilde incelemiştir. Bu bilgilerin, “turn down” ifadesini İngilizce ve Türkçe’de doğru ve etkili bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacağını umuyoruz.


Yayımlandı

kategorisi